10 Temmuz 2011 Pazar

Sonra Cadde .




Topuk yaylasından sonraki buluşma yerimiz Bağdat Caddesiydi . Saat 17.00 gibi Şaşkınbakkal civarında yoğunluk oluşmaya başladı . Topuk yaylasından dönen kafileyle beraber asıl oluşması beklenen yoğunluk oluştu . Bir kez daha büyüklüğümüzü göstermek , tepkimizi ortaya koymak , davamızı savunmak için Cadde ' de buluştuk , "Aziz Başkan oley'' , ''Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe'' tezahüratlarıyla büyük başkanımız Aziz Yıldırım ' a olan sevgimizi gösterdik . Çünkü Ogün Altıparmak ' ın da dediği gibi : Savaş başlamıştı .



Genciyle yaşlısıyla binlerce Fenerbahce taraftarı yürüyüşe eşlik etti .

















Bu sırada gelen başkanımız Aziz Yıldırım'ın tutuklu yargılanma kararı hepimizin keyfini kaçırdı ve bunun üzerinde köprüye doğru yürümeye başladık.


Köprüye gelindiğinde ise polisin Biber gazına başvurmasıyla yürüyüşümüz sona erdi . Aşağıda videoda polisin bu müdahelesinin görüntüleri yer almaktadir .





Bugün bir kez daha Fenerbahçe'nin bir spor kulübünden çok daha fazlası olduğunu herkese göstermiş olduk . Bu davada haklıyız ve hakkımızı sonuna kadar savunacağız ve KAZANACAĞIZ !!!


Sevdamız BİTMEYECEK !!






Önce Yayla ...

Hepimizin bildiği gibi : Sevgi eylem gerektirir .

Gün Fenerbahçe taraftarının büyüklüğü , takımına ne kadar bağlı olduğunu , sporcusunu , yöneticisini ne kadar sahiplendiğini , Fenerbahçe düşmanlarına karşı nasıl büyük tepki gösterebildiğini gösterme günüydü . Yani gün sevgimizi eyleme geçirme günüydü .

Tüm bunları yapmak için sabahın erken saatlerinde toplanıp Topuk Yaylası' na hareket ettik . Futbolcularımızın moralini yükseltmek ve onların her zaman yanında olduğumuzu onları asla yalnız bırakmayacağımızı göstermekti amacımız . Hem bizim açımızdan hem de futbolcularımız ve teknik kadromuz açısından çok duygusal anlara sahipti .






Fenerbahce halk demektir ; Halkın takımı Fenerbahce ' dir .







Topuk Yaylasından görüntüler :

















İşte tüm fotoğraflar oyuncularla taraftarın teknik heyetin kenetlenmesi hepimize çok duygusal anlar yaşattı . Ama asıl duygulandığımız olay ise Selçuk Şahin ' in röportaj sırasında gözyaşlarına hakim olamamasıydı . Tabi biz de bu durum karşısında gözyaşlarımızı tutamadık .



5 Temmuz 2011 Salı

Sayın Savcımızın Dikkatine

Gazetelerde(gizlilik kararı olmasına rağmen) davanın delillerini okuyoruz.İbrahim Akın'ın topunun auta gitmesi,İlhan Ekşioğlunun buca maçının devre arasında yaptığı telefon konuşmasında kesin kazanırız demesi delil olarak gösterilmiş.Bu 2 delil kadar hukuki(!) olmasa da belki şu videoda savcımızın dikkatini çekebilir.

Vicdanlara Seslenen Mükemmel Bir Konuşma

1 Temmuz 2011 Cuma

Gümüş mü Altın mı?

Türkiye-Fransa:68-62
Bu kızları ne kadar övebiliriz bilmiorum ama daha çok övgüyü hakediolar ondan eminim.2.tur gruplarından çıkabilir mi çıkamaz mı derken kızlarımız madalyaların gediklisi takımları birer birer yendi ve 54 maçlı turnuvanın son maçına adını yazdırdı.

Belarus,Karadağ,Fransa buraya gelirken yendiğimiz takımlar.Saydığımız bütün maçlarda favori olarak karşı taraf gözüküyordu.Belarus'u yendik içimizdeki kötü ses zaten formda değillerdi Karadağ ile bir oynayalım da öle konuşuruz dedi.Karadağ'ı yendik o ses yine ortaya çıktı,Karadağ çok tecrübesiz takım buraya gelmesi bile sürprizdi zaten dedi.Şimdi de Fransa'yı yendik içimizdeki kötü ses de umudu kesti artık konuşmuyor.Fransa maçına çıkarken buraya kadar da gelmek büyük başarı kaybetsek de kızları alkışlayacağız dedik ama kızlar hiç öle bişey dememiş anlaşılan.Onlar hep daha fazlasını istiyor,hep en iyisini istiyor ve bunun için gerekli mücadelenin fazlasını veriyorlar.

Maç öncesinde teknik açıdan Fransa'ya baktığımız zaman komple bir takım çıkıyordu karşımıza.Tecrübeli,birbiriyle oynama alışkanlığına ve yıldız oyunculara sahip,üst düzey oynama tecrübesi olan,son avrupa şampiyonu bir takım vardı karşımızda.Fransızlar maça savunmamızı penetrelerle delmeye ve penetre üzerinden sayı bulmaya çalışarak başladılar ve bunda 2 dakika başarılı oldular skorda da 7-2 üstünlüğü ele aldılar.Ceyhun hoca hemen molayı aldı ve o moladan sonra savunmamız hiçbir konuda açık vermedi.Belarus ve Karadağ'a yaptığımız savunmayı daha da üst düzeye çıkararak Fransızlara hiç kolay sayı şansı vermedik.Savunmada iyi işler yapacağımızı zaten tahmin ediyorduk asıl soru işaretimiz Fransızların sert savunmasına karşı nasıl hücum edeceğimizdi.Komutan Birsel'in önderliğinde,sürpriz isimlerden de sayılar bularak hücumda akıllı oynadık ve maçı baştan sona kadar kontrolümüzde götürdük.Birsel o serbest atışları atarken tamam kazandık galiba derken Birsel 2'sinide kaçırdı maç uzatmaya gitti.Onların geniş rotasyonu bizimde az oyuncuyla oynamamız yine bizi umutsuzluğa sürükledi uzatmalar için ama kızlar boşuna endişelendiğimizi 5 dakika sonra gösterdiler.Fransaya uzatmalarda 2 sayı şansı verdik,böyle akıllı oynayan bu kadar çok mücadele eden bir takım finale kalmasa basketbol adına çok ayıp olurdu ki olmadı.

Takımızda öne çıkan isimler yine tanıdıktı.Birsel,Nevriye,Nevin(bu 3'ü bi yerden tanıdık geliyor olmalı)ve hücumda ekstra skor üreten Işıl'dı.Nevin maçın başından sonuna kadar hücumda da savunmada da mükemmel oynadı maçı kazandıran basketi atmakta ona onasip oldu.Birsel'i her maç sonrası buraya yazmak bizim için bir alışkanlık haline geldi artık.Yine mükemmel oynadı,komutan gibi yönetti takımı.En kritik yerde sorumluluğu üstlendi.Topun el yaktığı anlarda 5 sayı buldu,takıma can verdi.Attığı 3'lük şans basketi gibi görünüyor ama konu Birsel olunca şans diyemiyorum çünkü daha zorunu yine çok kritik bir anda Ekaterinburg deplasmanında atmıştı.Işıl turnuva başından beri mücadelesiyle takıma destek oluyordu zaten ama bu maçta skorda da takıma yardımcı oldu,uzatmalarda kritik anda attığı 3'lükle takımı çok rahatlattı.Tuğba'dan da biraz bahsetmek lazım.Çok üst düzey özellikleri yok belki ama çok büyük bir yüreği var o yüreğide her maçta ortaya koyuyor.

Artık yolun sonuna geldik.Yine çok güçlü bir takımla,son 5 avrupa şampiyonasının hepsinde final oynayan,fiziksel olarak bizden çok üstün bir takımla Rusya'yla oynacağız.Kızlarda bu yürek olduktan sonra hiçbir rakip son topa kadar rahat edemez karşımızda.Kazansalar da kaybetseler de sonua kadar alkışlayacağız kızlarımızı,tek emin olduğum konu bu.

Bunca güzel şeyin yanında bir tane de kötü şey yazalım,kızlarımızla ilgili değil tabi.Belki benim hafızam yanılıyor olabilir ama bildiğim kadarıyla ilk defa avrupa şampiyonasında yarı final oynuyoruz,yani çok önemli bir maç.Maçtan önce ntvspor'u açıp bekleyelim dedik onlar wibledon yayını yapıyordu onların önemli bir mazereti var.O zaman ntv yi açalım bari dedik orda da maça 5 dakika kalana kadar maçla ilgili hiçbir şey yoktu Vedat Milor'la Tadı Damağımda vardı.Milli takımımızın yer aldığı bir turnuvayı stüdyodan yayınlayarak zaten eksi puan almıştı ntvspor ama bu maçtan önce en azından stüdyodan da olsa maçla ilgili birşeyler görmeyi bekliyorduk ama nafile.Sorun bende galiba yani beklentilerimde.Cristiano Ronaldo bir alışveriş merkezine geliyor diye saatlerce canlı yayın yapan,Euroleague yayınlarını satın alıpta Fenerbahçe maçı dışındaki maçların neredeyse hiçbirini vermeyen onun yerine Sergen Yalçın'dan kahve muhabetlerini yayınlamayı tercih eden bir spor kanalından(!) çok şey beklemişim gerçekten.

by İbrahim Seçkin