30 Haziran 2011 Perşembe

Hedefe Kilitlendiler

Türkiye-Karadağ:56-44

Potanın perileri savaşmaya devam ediyor,her maç bizi biraz daha fazla mutlu ediyorlar.Turnuva öncesinde hepimiz takımımızdan umutluyduk ama İspanya'nın,Belarus'un ilk 8'e giremediği bir turnuvada yarı final oynamayı çok da beklemiyorduk.Yarı final oynayarak şimdilik olimpiyat elemelerine katılma hakkını kazandık eğer şampiyon olursak olimpiyatlara direkt katılabiliyoruz.

Biraz da maçı teknik yönüyle değerlendirelim.Maça savunmada istediğimiz gibi başladık,hücumda ilk yarıda pek istediklerimizi yapamadık.Karadağ'ın yaptığı baskılı savunma sebebiyle topu içeriye fazla geçiremedik,Nevriye'yi kullanamadık ama savunmaki çabamız ve Birsel'le Şaziyenin 3'lükleriyle maçta kalmayı başardık,sadece 24 sayı atabildiğimiz bir yarıda 3 sayı geride soyunma odasına gittik.3.periyotta savunmayı daha da sertleştirdik,hızlı hücumlarla kolay sayılar bulduk.İş sete sete kaldığında maestromuz Birsel Nevriye ve Nevin'i çok iyi kullandı bu sayede 3.periyotta skor bulmakta sıkıntı çekmedik.Belarus'a 3.periyotta yaşattığımız sıkıntıyı Karadağ'a da yaşattık aynen Belarus maçında olduğu gibi 3.periyotta potamızda sadece 6 sayıya izin verdik.Karadağ kızlarımıza hiçbir şekilde karşılık veremedi çoğu pozisyonda topu potaya atamadan geri döndüler,mortal olarak gitgite düştüler.4. periyottaki akıllı oyunumuzla Karadağın yanaşmasına izin vermedik Şaziyenin attığı 3'lükle de maça noktayı koyduk

Turnuvanın başından beri yaptığımız gibi topa baskıyı yine iyi yaptık maçı 8 top çalmayla tamamladık rakibi birçok pozisyonda top kaybına zorladık.Ribaundlarda Karadağ özellikle de aldığı 18 hücum ribaunduyla kızlarımıza karşı üstünlük kurdu ama ribaundu da versek o kadar iyi savunma yaptık ki ribaundu verdiğimiz pozisyonlarda da sayıya izin vermedik.Tabi bizi asıl öne çıkaran 14'de 9 isabetle attığımız 3'lükler oldu.Kişisel performanslara gelirsek takım haline çok iyi oynadık ama Birsel,Şaziye ve Nevin biraz daha öne çıktı.Birsel herzamanki gibi takımı yine mükemmel yönetti takıma her konuda yardımcı oldu,maçı da 14 sayı 5 asist 3 ribaundla tamamladı.Şaziye'yi ilk tur gruplarındaki oyunundan sonra eleştirdik ama biz eleştirdikten sonra nazire yaparcasına şutları sokmaya,takımı skor anlamında rahatlatmaya başladı.Attığı 14 sayıyla da maçın en skorer oyuncusu oldu.Nevin maçın bizim adımıza sürpriz oyuncusuydu.3.periyotta yakaladığımız seride attığı sayılarla çok önemli rol oynadı.

ÇekCumhuriyeti maçından sonra turnuva adına pek ümidimiz kalmamıştı ama kızlar hiç pes etmedi.Turnuvanın başından beri çok iyi mücadele ediyorlardı buna oyun aklını da eklediler böylece yarı finale geldiler.Yarı finaldeki rakibimiz son avrupa şampiyonu,kadrosunda çok önemli oyuncular bulunan,tecrübeli Fransa.Bu aşamadan sonra zaten her maç zor.Fransa maçı da çok zor olacak ama kızların sonuna kadar mücadele edeceğine dair hiç şüphemiz yok.Bu maçı kazanırlar yada kaybederler sonuç ne olursa olsun turnuva bittiğinde bu kızlar büyük bir alkışı hakediyor.

by İbrahim Seçkin

28 Haziran 2011 Salı

Potanın Perileri Çeyrek Finalde

Türkiye-Belarus:65-56
Her iki takım için de ya tamam ya devam niteliğinde , kaybeden takımın bavulunu toplayıp ülkesine döneceği bir maçtı .Daha önce dünya şampiyonasında yine bir çeyrek finale yükselme maçında Belarus'la Nevriye olmadan oynamış ve kaybetmiştik.Bu anlamda da ayrı bir önemi vardı bu maçın . Bizim için bir rövanş niteliği taşımaktaydı da diyebiliriz .Ayrıca yenen takım olimpiyatlara  katılma amacına bir adım yaklaşmış olacaktı .

Maçı değerlendirecek olursak ; milli takımımız bu maça Litvanya ve Rusya maçlarının aksine iyi başladı . İlk 5 dakika  karşılıklı basketlerle geçilirken bu dakikadan sonra Birsel ' in önderliğinde maça ağırlığını koyan milli takımımız üst üste özellikle Şaziye'den gelen 3 sayılık isabetlerle farkı 10 sayıya kadar çıkardı ve ilk çeyreği de 10 sayı farkla 24-14 önde kapadı . İkinci çeyrekte ise ilk çeyrekteki milli takımımızdan farklı bir takım vardi. Skor üretmekte zorlandığımız bu dakikalarda basit sayılar da yiyince farkın kapanmasına engel olamadık ve skor bir ara 28-28 oldu . Yasemin Horasan ' dan gelen basketlerle devreyi 34-30 önde kapadık . İkinci yarıya da fırtına gibi başladık. Birsel ve Nevriye ' nin önderliğinde gelişen organize hücumlarla  farkı artırdık . Bu başarılı hücumların ardından savunma direncimiz arttı ve Belarus zor şutlar kullanmak zorunda kaldı .Verdiğimiz bu mücadelenin , yaptığımız bu savunmanın , isteğimizin sonucu olarak Belarus 3. çeyrekte sadece 4 sayı atabildi. Ve akıllıca , organize gelişen hücumlarımızın sonucunda da bu çeyreği 49-34 önde kapadık .Son çeyreğe biraz tutuk başladık .Fark kısa süre içinde tek hanelere kadar inse de oyunun kontrolünü elimizde tutmayı başardık ve maçı 65-56 kazanarak çeyrek finale yükselmiş olduk .Turnuvanın başından beri kızlarımız zaten mücadele konusunda hiçbir rakibinden geri kalmıyordu.Asıl problemimiz bir hücum aklımızın olmayışı idi.Bu maçtaki hücum performansımız geçmiş maçlara oranla çok daha iyiydi bunda bütün takımın payı var belki ama aslan payı tabiki Birsel'in.

Oyuncu performanslarından bahsedecek olursak üç isimin öne çıktığını görüyoruz . Bunlardan ilki 13 sayı 6 ribaund 7 asistle oynayan Birsel . Bugün takımı çok iyi bir şekilde yönetti , doğru yerde doğru paslar verdi ,belki abartı olacak ama Jason Kıdd'in bayan versiyonunu izletti diyebiliriz,Nevriye ile olan uyumu herzamanki gibi harikaydı ,zor anlarda sorumluluk aldı, soğukkanlılığını yitirmedi, penetreleriyle rakip savunmayı zorladı , 3. periyodun başında farkın açılmasında büyük katkısı oldu , aldığı ribaundlarla göz doldurdu adeta. Diğer bir yıldız isim de 13 sayı , 11 ribaund , 2 asist le double-double yapan Nevriye idi . Mücadelesi  ve hırsının yanında zor dakikalarda attığı sayılar , aldığı ribaundlar yaptığı savunmayla harika bir performans gösterdi . Birsel ' le çok iyi anlaşarak farkın açılmasında önemli rol oynadı . Diğer iyi performans gösteren isim ise Şaziye oldu .Maç başında oldukça yüzdeli şut attı . Attığı 17 sayı ile maçın en skorer ismi oldu . Aldığı 6 ribaund da gösterdiği iyi mücadelenin bir sonucuydu .Daha önce bu blogda Şaziye'yi eleştirmiştik neden bu kadar yüksek süre alıyor,hoca nasıl katlanıyor gibi şeyler söylemiştik.Şaziye bugünkü performansıyla bizi utandırdı,hep bizi böle utandırmaya devam etsin biz de maçları kazanmaya devam edelim.


Gelelim çeyrek finalde ki rakibimiz Karadağ'a.Turnuvanın en sürpriz takımı diyebiliriz onlar için.Turnuvanın 2 büyük favorisi Fransa ve İspanya ile oynadıkları maçlar da dahil olmak üzere oynadıkları bütün maçları kazandılar.Kazanırken de zevk verdiler diyebiliriz.Maç başına 73.3 sayı ortalaması ile turnuvanın en skorer takımı.Ribaundlarda da 43.2 ribaund ortalamasıyla turnuvanın en iyilerinden.Ribaundlar önemli olabilir ama milli takımımız Rusya maçından sonra kendisinden daha ribaundçı takımlara karşı oynamasına rağmen ribaundlarda üstünlük kurdu.Diğer önemli konulardan biride fast-breakler eğer iyi geri koşamazsak tempolu oynayan Karadağ karşısında çok zorlanabiliriz.

Birebir oyunucu değerlendirmesine gelirsek Karadağ'ın belki de turnuvanın en etkili ismi Jelena Dubljevic bu maçta en çok dikkat etmemiz gereken isim olacak.87 doğumlu oyuncu 15.6 ortalamayla sayı krallığında üçüncü ,5 asist ortalamayla asist krallığında birinci ,7.8 ribaund ortalamasıyla ribaund krallığında dördüncü.Kısacası herşeyi yapabilen bir oyuncu.Letonya maçının 2.periyodunda oynadığı muhteşem oyunla maçı takımına getirmişti.Dikkat etmemiz gereken diğer isim ise pivotları Perovanovic olacak.%60 isabetle maç başına 19 sayı atan ve bu dalda turnuva lideri olan oyuncu maç başına aldığı 7.4 ribaundla ribaundlarda da çok etkili.Deforge ve Skerovic de dikkat etmemiz gereken Karadağ'ın diğer 2 önemli oyuncusu.


Kısacası turnuvanın en iyi takımıyla oynayacağız diyebiliriz.Maçın favorisi açık şekilde Karadağ.2.tur gruplarında son 2 maça gelirken çok az umudumuz vardı kızlar bunu gerçeğe dönüştürdü.Bu maçtada da çok az umudumuz var bakalım neler olacak.Kızların mücadeleden hiç taviz vermeyeceğinden eminiz organizasyon konusunda da biraz başarılı olabilirsek neden olmasın.

by Turhan Arsal and İbrahim Seçkin

27 Haziran 2011 Pazartesi

Turnuvanın En Güzel Maçı

Hırvatistan-İspanya:75-71
Eleme maçı gibi bir maçtı.Kazanan yoluna devam edecek kaybeden evine geri dönecekti.Maçın mutlak favorisi tabiki de son 5 avrupa şampiyonasının 4'ünde bronz 1'inde gümüş madalya alan İspanyollardı.Hırvatlar turnuvaya çok ağır bir mağlubiyetle başladılar.Fransaya 86-40 yenildiler.Bu ağır mağlubiyetten sonra ayağa kalkmayı başardılar ve Yunanistanı 65-63 yendiler.Grubun son maçında iyi oynamalarına ve son periyoda kadar maçı önde götürmelerine rağmen Letonyanın son periyottaki oyununa cevap veremediler ve maçı 67-61 kaybederek 1 galibiyet 2 mağlubiyetle 2.tura çıktılar.2.turun ilk maçında turnuvanın sürpriz takımı Karadağ'a karşı hiçbir varlık gösteremediler,baştan sona yenik götürdükleri maçı 81-60 kaybettiler.Umutlar neredeyse bitmek üzereydi.Kazanmak zorunda oldukları Polonya maçını 64-56 kazanarak umutlarını son maça taşımayı başardılar.
Gelelim İspanyaya.Onlar turnuvaya en önemli favorilerden biri olarak geldiler.İlk tur gruplarında turnuvanın sürpriz takımı Karadağ'a yenilerek grubu 2 galibiyet 1 mağlubiyetle kapattılar ve 2.tura çıktılar.2.turun ilk maçında turnuvanın diğer önemli favorisi Fransa ile oynadılar.Son periyota kadar başabaş giden maçta Fransa son periyotta İspanya'yı ezdi,pota yüzü göstermedi.İspanya son periyotta 4'ü son dakikada önemsiz sayılar olmak üzere toplam 7 sayı bulabildi.Bu aşamadan sonra İspanya bütün maçlarını kazanmak zorundaydı.İlk maçlarını Letonya ile oynadılar.Maçı 66-57 kazandılar.(Tamane faul problemine girmese kazanabilirler miydi emin değilim).Ve geldiler son maça yani Hırvatistan maçına.

Açıkçası turnuvanın şuana kadar ki en güzel maçı oldu diyebiliriz.İspanya ilk yarının son 2 dakikası hariç maça hiç hakim olamadı.Hırvatistan maç boyu elinden geleni yapmaya çalıştı.Özellikle de penetreleriyle İspanya savunmasını darmadağın ettiler.Hırvatlar maçtan hiçbir şekilde kopmadı.6 sayı geriye de düştüler ama geri gelmesini bildiler.İspanyollar maçı 2'si son dakikada maç koptuktan sonra olmak üzere 17 de 2 üçlük isabetiyle tamamlayınca kazanma şansları ortadan kalktı.Bu maçı izlerken aklıma bizim ÇekCumhuriyeti maçımız geldi.Hırvatlar da bizim gibi çok mücadele ettiler ama onlar hücumda da en doğrusunu yapmaya çalıştılar ki biz ÇekCumhuriyeti maçında rakibimizden 29 kez daha fazla hücum etmemize rağmen maçı kaybettik bugün ise Hırvatlar İspanyollardan 21 kez daha az hücum etmelerine rağmen maçı kazanmasını bildiler.Hırvatlar adına bu maçla ilgili söylenebilecek tek olumsuz şey yaptıkları 24 top kaybıydı.

Biraz da birebir oyuncu performanslarından bahsedelim.İspanyolların en önemli oyuncusu,euroleague final four mvp'si,galatasarayın yeni transferi Alba Torrens maçı 13'de 0 isabetle 2 sayı,1 ribaund 0 asistle tamamladı.Her oyuncunun kötü günü olabilir,şutu girmeyebilir ama büyük oyuncular takımlarına başka alanlarda yardımcı olmaya çalışırlar,alba ise tam tersini yaptı şutu girmedikçe sürekli zorladı gereksiz atışlar yaptı,takımına neredeyse hiç ribaund ve asist katkısı yapmayarak takımının bu maçı kaybetmesine zemin hazırladı.Zaten koç da aradaki fark 4'ken son dakikada Alba ya daha fazla dayanamadı ve kenara aldı.İspanyollar adına maçta ayakta kalan en önemli isim Palau'ydu.Maçı da 19 sayı 7 ribaund 3 asistle tamamladı ama istatsitin göstermediği konularda da çok iyiydi.Palau oyundayken takımının savunması bir vites yukarı attı.Palau İspanyanın aradığı enerji oldu ama 4 faul alınca kenarda oturmak zorunda kaldı o arada İspanya zaten maçı kaybetti.

Hırvat oyuncuları birebir incelersek öne çıkan çok fazla isim vardı onlarda.Mandir en çok ön plana çıkan isimdi diyebiliriz.Tam 24 sayı attı,penetreleriyle İspanyol savunmasını darmadağın etti takımı ne zaman sayıya ihtiyaç duysa devreye girdi 4.periyotta ağır darbeyi indirdi.Takım adına öne çıkan diğer 2 isim 15 ribaund alan  Mazic ve son periyotta üstüste 7 sayı atarak takımını maça tekrar getiren Ivezicdi.

by İbrahim Seçkin

25 Haziran 2011 Cumartesi

WNBA de Fenerbahçelilerin Maçı


Atlanta Dream-Phoenix Mercury:82-93
Sabaha karşı 3:30 da bizimkilerin maçı vardı ntvsporda.Biz de uyumayalım izleyelim dedik iyi de ettik.Maç baştan sona kadar Phoenixin hakimiyetinde gitti Atlanta farkı ne zaman biraz düşürse Phoenix vites arttırdı ve daha fazla yanaşmalarına izin vermedi,son periyotta da ağır darbeyi indirdi ve Atlanta bir daha geri gelemedi.Tabi bu maçın asıl önemi bizimkiler ne yaptı?
Önce maçın yıldızından Penny Taylordan başlayalım.Maçın istatistiklerine bakıp da Taurasiyi maçın yıldızı zannetmeyin.Taurasi 20 sayının önemli bir kısmını maçı koparan Penny,Dupree,Braxton kenardayken yaptı.Corey Gaines,Penny yi son 5 dakika kala kenara almasa muhtemelen bir triple-double izleyecektik.Tarafsız gözle bile baksanız sahada ne yaptığını en çok bilenin Penny olduğunu çok rahat görebilirsiniz.Takımı neye ihtiyaç duyarsa onu yapıyor.Zaten istatistikler de bunu açıkça gösteriyor.17 sayı 10 ribaund 8 asist 3 topçalma.12 de 6 ile 17 sayı attı buna da dikkat çekelim zaten bu sezon yüzde 51 gibi müthiş bir yüzdeyle oynuyor.Gelelim diğer yıldızımıza Angel'a.Ama Angeldan önce biraz da takımından söz etmek lazım.Bu takım geçen sezon Wnba de final oynadı ama bu sezon izlediğim 2 maçlarında da takımı pek beğenemedim.Çok kopuk kopuk oynuyorlar biri bir kıvılcım yakıyor belli bir süre bunla idare ediyorlar ama gerisini getiremiyorlar.Dünkü Phoenix maçında da geçen günkü Minesota maçında da maçı baştan sona geride götürdüler ve birtürlü yakalayamadılar.Takımın en önemli ismi Angel.Angel bizde yaşadığı sorunları Atlantada da yaşıyor.Şut istikrarı maalesef yok.Dün 24 sayı attı ama 21 de 7 şut isabetiyle.Sezonun şuana kadar olan kısmında da yüzde 37 ile şut atıyor.Ribaundlarda yine aktif maç başına 5 ribaund alıyor 2.3 top çalıyor ama şutunda mutlaka biraz daha istikrarlı olmalı. Angelle ilgili son olarak angel ve hakemler arasındaki ilişkiden bahsedelim.Minesota maçını izlerken maçı yorumlayan amerikalı yorumcu bir pozisyonda angele faul çalınmayınca angel amerikanın en önemli basketbolcularından biri ama bu temasta bile faul vermiyorlar angel hakemlerden daha fazla saygı hakediyor demişti.Phoenix maçında da bunu gördük hakemler Taurasiye,Pennye gösterdikleri saygıyı Angel a göstermiyorlar.

Maçın en güzel hareketi pek bizim seveceğimiz bir hareket değildi ama yine de yazalım.Angel açık sahada Taurasiye karşı 1e1 oynarken turnikeye kalktı Taurasi havada Angelin elinden topu aldı adeta....

by İbrahim Seçkin

24 Haziran 2011 Cuma

Ekselanslarına Selam Olsun

Biz Türkiye-ÇekCumhuriyeti maçını izlerken ekselansları da korttaydı.Yiğit Yılmazın twitter hesabından takip etmeye çalıştık(kendiside bizim gibi Federerci).Federer mükemmel bir servis performansı göstermiş biraz daha zorlasa 3 set boyunca servisinde puan vermeyecekmiş.Aynen böle devam etsin Roland Garrosda üzüldük burda üzülmeyelim:)

Mücadele ile Bir Yere Kadar

Türkiye-ÇekCumhuriyeti:51-56

Öncelikle iyi oynamak ile iyi mücadele etmeyi birbirine karıştırmamak gerekir.Türkiye ÇekCumhuriyeti'ne karşı maçı inanılmaz şekilde istedi,mücadele etti ama iyi oynadı dersek sadece kendimizi kandırmış oluruz.Turnuvada en çok öne çıkan özelliğimiz topa yaptığımız baskı ve bunun sonucunda rakibi top kaybına zorlamamızdı,bunu bu maçta da iyi yaptık.Savunmamız geçen maçlara oranlara çok daha iyiydi.Maçtan önce en büyük handikap olarak ribaundlar özelliklede çeklerin aldığı hücum ribaundları gözüküyordu.Bu maçta bunu tam tersine çevirdik kısaların özelliklede birselin ribaundlara olan yardımıyla biz toplam 40 ribaund alırken (20 si hücum)çekler toplam 34 ribaund (sadece 4ü hücum)alabildi.Çekler 20 top kaybı yaparken biz 13 top kaybı yaptık ve 8 kere top çaldık.Çekler topu 40 kere potaya atabilirken biz tam 69 kere topu potaya atabildik yani 29 kere daha fazla hücum ettik.Şuana kadar ki bütün istatistikler maçı bizim farklı bir şekilde kazanmamız gerektiği gösteriyor.Ama öle olmadı.Tek sebebi olarak hücumumuzu gösterebiliriz.Mücadele ile savunma,ribaund gibi konuları belki halledebilioruz ama hücum için belli bir organizasyon gerekiyor o da bizde kesinlikle yok.Çok durağan şekilde hücum edioruz,hücumda alternatiflerimiz yok.Hücumumuz Nevriye ile Birselin eline bakıyor.

Birsel sakat sakat çıktığı maçta mükemmel oynadı.6 sayı 8 ribaund 6 asist.Ama maçı izlediğiniz zaman birselin yaptıklarının istatistiklerden çok daha fazlası olduğunu görebilirsiniz.Nevriye de son periyoda kadar iyiydi ama son periyotta o tıkanınca Türkiyede tıkandı ve hücumda hiçbir şey yapamadı.

Birazda koç Ceyhun Yıldızoğlundan bahsetmek gerekir heralde.Grupta Litvanya ya karşı kaybettiğimiz maç,şimdi de ÇekCumhuriyetine karşı kaybettiğimiz maç kenardaki hatalardan dersek çokda yanlış söylemeyiz.Ceyhun Hoca nın ne düşündüğünü bazen anlamak zor.8 de 0 atan Şaziye ye hangi düşünceyle 32 dakika verebiliyor mesela?Şaziyenin 10 sene öncesine dönmesini felan bekliyor olmalı ki galatasaraya da transfer etti.Güçlü kadrosuyla Galatasarayı Euroleague deplasmanlarında averaj takımı yapan Ceyhun Hocanın tek başarısı bu sene kazandığı Türkiye Kupası ise buda milli takım koçu olmaya yetiyorsa denecek fazla bi şey yok.

By İbrahim Seçkin

21 Haziran 2011 Salı

Avrupa Bayanlar Basketbol Şampiyonası 2011

Türkiye turnuvaya A grubundan katıldı.Gruptaki rakipleri Litvanya,Slovakya ve Rusyaydı.Teker teker maçları değerlendirelim,zayıf ve güçlü yönlerimizi ele alalım.Fenerbahçemizim yeni transferleri Babkina ve Tamanenin performanslarını değerlendirelim.

Türkiye-Litvanya:58-64

Maça beklemediğimiz şekilde çok tutuk başladık.İlk yarıda oyuna giremedik diyebiliriz,zaten ilk yarıdaki periyot skorlarından bu sonuca ulaşabiliriz.İlk periyotu 19-12 ikinci periyotu 18-10 litvanya önde bitirmiş.Bu sonuçta ribaundlar ve hücumdaki durağanlığımız çok etkili oldu.İlk yarıda Şaziye dışında hemen hemen hiç kimse oyuna giremedi özellikle çok şeyler beklediğimiz Nevriye-Birsel ikilisinden neredeyse hiç katkı alamadık.Işıl yaptığı baskılı savunmayla ve mücadelesiyle takıma bi dinamizm getirdi ama o da skor da çok etkili olamadı.2.yarı daha iyi bir milli takım seyrettik.Ribaundlarda dengeyi sağladık savunmamızı daha sertleştirdik ve farkı kapattık fark 10 iken litvanyayı savunmada durdurduk ama Nevin üstüste 4 serbest atış kaçırdı Işıl da 2 de 1 attı ve o arada farkı 4-5 seviyesine çekemedik yine de maçı bırakmadık ama litvanya en fazla 4 sayıya kadar yanaşmamıza izin verdi ve maçı 64-58 kazandı.
Litvanyanın en etkili ismi sürpriz bi şekilde galatasaray taraftarının gitmesini çok istediği geçen sezon gs de oynayan Gintare oldu.Gintare maçı 15 sayı 6 ribaundla tamamladı.Bizim tarafımızda öne çarpan isimler son periyotta oynadığı iyi oyun ve attığı 17 sayı ile Nevriye,3'lükleriyle takımı ayakta tutan Şaziye ve yaptığı baskılı savunma ve kaptığı 4 topla Işıl'dı.
Tüm türk takımlarında olduğu gibi serbest atışlar yine çok canımızı yaktı.Biz 12/19 yüzde 63 ile atarken Litvanya 17/18 yüzde 95 ile atarak serbest atışların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bize gösterdi.
Takımımız adına en olumlu şey topa yapılan baskıdan aldığımız sonuçtu.Işılın önderliğinde yaptığımız baskıyla rakibi çok zorladık 14 tane top çaldık ve rakibi 23 top kaybına zorladık.


Türkiye-Slovakya:76-60
         
Slovakya maçına ilk maçın tam aksine fırtına gibi başladık.Slovaklar buna erken cevap verdi ve ilk yarıyı oyunun hakettiği bir farkla değil 6 sayı önde kapadık ama 2.yarıya da yine fırtına gibi başladık ve 3.periyot skoru 24-9 oldu bu noktadan sonra slovakya bir daha gelemedi.Türkiye tempoyu kontrol ederek 4.periyodu rahat bi şekilde götürdü ve maçı da iyi bi farkla 16 sayı farkla 76-60 kazandı.
Maçla ilgili çok fazla olumsuz nokta yoktu.Hemen hemen bütün takımdan yararlandı Ceyhun Hoca ve takımda buna güzel karşılık verdi.Bunlar ilerisi adına güzel işaretlerdi.Maçla ilgili en ilgi çekici nokta Fenerbahçemizin 3 oyuncusu Birsel-Nevriye-Nevlinden gelen 39 sayıydı yani takımın attığı sayının yarısından fazlası.Milli takımda kim iyi oynasa seviniyoruz ama bizimkiler iyi oynayınca daha bi mutlu oluyoruz.Işılın iyi oyununu da eklemeyi unutmayalım.Işıl özellikle Birselle beraber oynarken daha çok verim veriyor.



Türkiye-Rusya:65-80

Bu maçada ilk maçtan daha da kötü bi şekilde neredeyse uyuyarak başladık.Zaten Ceyhun Hocanın maçın başında aldığı molada "Kızlar maç daha yeni başladı neden geriye koşmuyor sunuz?Neden ribaundlara girmiyor sunuz" serzenişi her şeyi açıklıyordu.Maç daha ilk periyotta hatta ilk 5 dakika da koptu biz şuursuz şekilde hücum ederken geriye neredeyse hiç koşmadık ve çok fazla hızlı hücum sayısı yedik neredeyse hiç savunma yapamadık.İyi savunduğumuz pozisyonlarda da hücum ribaundu vererek rakibe hiçbir şekilde yaklaşamadık.İlk periyot skoru 29-7 rusların lehineydi.İlk periyottan sonra maç dengede gitti ama Ruslar farkında verdiği rahatlıkla maçı kontrol ettiler ve maçı rahat bi şekilde 80-65 kazandılar.
Topa baskı yaptığımız zaman bu maçta da sonuç aldık.Rusya 27 top kaybıyla oynarken biz 12 top kaybıyla oynadık biz 15 top çalarken onlar sadece 5 kere top çalabildi peki biz bu istatislikler de rusya dan öndeysek nasıl oluyor da onlar 15 sayı fark atıyor.Cevabı çok basit.Ribaundlar...Biz 18 tane ribaund alabilirken Rusya tam tamına 46 tane ribaund aldı bu kadar ribaund farkı olan bir maçta 15 sayıyla bitirmek te aslında kötü sayılmaz.

Türkiye bu sonuçlardan sonra grubu 1 galibiyet 2 mağlubiyet ile 3.sırada bitirdi ve bir üst tura çıktı.Bu turda gruptan çıktığımız rakiplerle beraber Çek Cumhuriyeti,Belarus,İngilterenin olduğu 6lı gruptayızİlk 4 e girenler çeyrek finale çıkacak Türkiye şu anda 5.sırada ve Britanyayı yenip Çek Cumhuriyeti Belarus ikilisinden en azından 1 galibiyet çıkarmalıyız ki şansımız olsun.

Türkiyenin ilk gruptaki maçlarını incelediğimizde en önemli şey ilk periyot performansımız ve ribaundlar.Bu ikisi konusunda sorun yaşamazsak takımımızında önemli bir potansiyeli var.

2.Gruplarda ilk maçımızı Çek Cumhuriyeti ile oynayacağız.NtvSpordan ÇekCumhuriyeti-Belarus maçını takip ettiğimiz kadarıyla Çekler iyi ve disiplinli bir takım.Yıldız oyuncuları Eva Viteckova,savunmasına dikkat etmek lazım.Çeklerde bizim gibi 66.3 sayı ortalamasıyla oynuyorlar.Endişe etmemiz gereken istatistik ise biz maç başına 27.3 ribaund alırken onlar 47.3 ribaund ortalamasıyla oynuyorlar bu istatistikte mutlaka ezilmemiz lazım özellikle de savunma ribaundlarına çok konsantre olmalıyız Çekler maç başına 15 hücum ribaundu ortalamasıyla oynuyorlar.Zor maç olacak Çekler favori ama bizim takımımızın potansiyelini düşünürsek ufak da olsa şansımız var diyebiliriz.

Gelelim Fenerbahçemizin yeni transferlerine.Acaba onlar turnuvada nasıl bir performans sergiliyor?

Elina Babkina

Genç ve yetenekli bir oyun kurucu .Yeni neslin önemli yıldızlarından biri olarak gösteriliyor.Şampiyonada yaptıklarını incelediğimiz zaman pekde iç açıcı değil tabi istatisliklere doğru bir açıdan bakarsak.Babkina maç başına yaptığı 5 asist ile asist krallığında 2. sırada ama top kaybına baktığımız zaman maç başına 6 top kaybı yapıyor ve bu istatistikte turnuvada lider.Yani asist top kaybı ortalamasına baktığımız zaman 1'in altında ve bu da hiç iyiye işaret değil.Sayı ortalamasına baktığımız da yine yanılmamak için başka istatisliklere de bakıyoruz.Babkina maç başına 16.7 sayı ortalaması ile sayı krallığında 5.sırada ama maç başına tam 16 top kullanmış ve bu istatistikte de lider.Genel olarak şut yüzdesi 18/48 yani yüzde 37.5,3'lük yüzdesi 13de 3 ile yüzde 23.1.Babkina,Pennynin,Angelın,Nevriyenin,Matovicin olduğu bir takımda bu kadar top kullanamaz bu sayı ve asist istatisliklerine ulaşamaz ama top kaybı istatistiği yine de ürkütücü.

Zane Tamane

Tamane transfer edilince özellikle galatasarayın yaptığı sansasyonel transferlerden sonra hepimiz burun kıvırdık.Taraftar gruda,leuchanka,candace parker gibi isimli oyuncular bekliyordu ama koç tercihini hem kulüpten hem de milli takımdan tanıdığı Tamane den yana kullandı ve belki de çok iyi yaptı.Fenerbahçemizin geçen sene en büyük sorunlarından biri ribaundlardı.Tamane maç başına aldığı 12.3 ribaund(maç başına 4 hücum ribaundu)ile turnuvada ribaund konusunda lider.Maçını izleyemedik ama istatisliklerden anlayabilidiğimiz kadarıyla sadece ribaund da almıyor maç başına 11.7 sayı ile sayı krallığında ilk 20 de.3 maçta kullandığı 20 topun 12 sini sayıya çevirmiş ve yüzde 60 ortalamayla turnuva da bu konuda da lider.Turnuva da şuana kadar ki tek özelliği 18 de 11 yani yüzde 61 ile attığı serbest atışlar diyebiliriz.

By İbrahim Seçkin