15 Haziran 2012 Cuma

MIAMİ SERİYİ EŞİTLEDİ















          Tüm maçları izleyemesem de izleyebildiğim kadarıyla son yılların en güzel playoffları oynanıyor.Böyle güzel bir playoffa yine aynı güzellikte bir final serisi yaşanırdı ve oynanan 2 maç gösterdi ki final serisi de aynen playoffun geri kalanı gibi olacak.
       
          Maçlara geçmeden önce biraz atmosferden bahsetmek istiyorum.Genel itibariyle Nba maçlarındaki atmosferleri pek sevmem.Salonlar genelde full olsa da Panathinaikos , Partizan ve bilimum avrupa takımlarının salonlarındaki ortamı nba'deki ortama tercih ederim.Buna karşı  verebileceğim tek örnek  bugüne kadar Boston Celtics taraftarının sağladığı ortam olabilirdi ama bu final serisinden sonra buna Oklahoma City taraftarını da ekliyorum.2 maçta da müthiş bir ortam hazırladılar.Kaan Kural'dan okuduğumuz kadarıyla Nba'de hiç alışık olmadığı şekilde saatlar öncesinden salonu dolduruyorlarmış.2.maçtaki güzel kareografinin resmini de koyalım gözümüz gönlümüz açılsın













                 Ortamdan bahsettik biraz da maçlardan bahsedelim.2 maçta hemen hemen aynı başladı.2 maçta da Mıami maça çok sert başladı ve hemen skorda 10-15 sayı öne fırladı.Oklahoma City ise takım karakteri gereği 2 maçta da hiç pes etmedi ve sürekli maçı kovaladı.İlk maçta 3.periyot sonunda yakaladılar ve 4.periyotta vurup geçtiler ama 2.maçta 4.periyotun ortalarında farkı 4'e kadar düşürselerde hiç yakalama şansları olmadı.Son dakikaya 7 sayı geride girdiler.Durantle bulunan hızlı bir turnike ile farkı 5'e indirdiler.Sonraki hücumda Wade'in çıkarken topu kaptırması ile Durant bir 3'lük daha attı ve sonuçta son 6 saniyeye 98-96 girildi ve Oklahoma kenardan oyuna başlayacaktı.Herkes Scoot Brooks'tan farklı birşey beklerken o potaya yakın bir şekilde hemen topu Durant'le buluşturdu Durant atışı sayıya çeviremedi ama pozisyonda yüzde yüz faul olduğunu söyleyebiliriz.Bunu söylemişken şunu da ekleyelim hemen.Durant'in 5 faulu varken maçın bitimine 5 yada 6 dakika varken Battier'e yaptığı harekette çok net bir hücum faüldü.
Son dakikadaki pozisyonun videosu
             
                 İki maçta da gördüğüm kadarıyla Oklahoma biraz biz nasıl olsa yakalarız havasında başlıyor maça ve maç boyu yakalamaya çalışıyor.Tehlikeli bir yaklaşım olarak görüyorum bunu kendi evlerinde yakalama fırsatları buldular belki ama Mıami'de böyle başlarlarsa geri dönebileceklerini pek zannetmiyorum.Ama yine de Oklahoma'nın maç boyu potaya saldırması çok hoşuma gidiyor.Ben bu özelliklerini Mıamiye 2-0 dan 4-2 kaybeden Devin Harris'li Dallas takımına benzetiyorum.Tabi burada Harris'in üst versiyonu Westbrook var.Dün gece maça kötü başladı ama potaya  yüklenmekten hiç vazgeçmedi ve 3. ve 4. periyotları çok iyi oynadı.Bu mental aşamayı göstermeye devam ederse çok korkunç bir oyuncu olacak Westbrook.Ona değinmişken büyük abi Durant'e değinmemek olmaz.Nba tarihinin en genç sayı kralı ve 3 senedir normal sezonu sayı krallığı ile tamamlıyor.Bu sene normal sezon mvp'si oylamasında da Lebron'un arkasında 2.oldu.Önümüzdeki 10 seneyi domine edecek Durant bu gidişle.

              Mıamiye'de değinelim son olarak.İlk maçta sürpriz olarak Battier ve Chalmers'tan müthiş katkı almışlardı ama Wade sakatlığının da etkisiyle ilk maçta çok etkisiz kalmıştı Bosh'ta istenildiği kadar etkili olamamıştı.2.maçta Battier yine müthiş katkı verdi onu sadece attığı 3'lüklerle değerlendirmek yanlış olur.Savunmada yaptıkları da takıma müthiş bir katkı sağlıyor.İlk maçın etkili ismi Chalmers dün gece çok kötüydü ama Wade'in yüzde yüz olmasa da ilk maça göre daha hazır olmasıyla Chalmers'ın kötü oyunu pek göze batmadı.Bosh'ta skor anlamında müthiş oynamasa da ribaundlarda müthişti.Lebron 2 maçta da takımın en istikrarlı isimlerindendi.Dün gece son periyotta skor olarak çok katkı veremese de oyunu yönlendirmesiyle ve paslarıyla takımına katkıda bulundu ve takımına galibiyeti getirdi.

              İki takımında kadrolarında çok önemli değişiklikler olmazsa bu 2 takımı önümüzdeki senelerde buralarda çok göreceğiz gibi.Özellikle çok genç olan Oklahoma'yı.Serinin 3.maçı Pazar'ı Pazartesiye bağlayan gece 3'te.Uyumaz da dayanırsak o maçla ilgili de bir değerlendirme yazısı yazarız.Bu arada istatistiklerden pek bahsetmedim bakmak isteyen arkadaşları şuraya alalım.
http://www.nba.com/playoffs/2012/finals/index.html?ls=st&g=2&t=bs

by İbrahim SEÇKİN

14 Haziran 2012 Perşembe

BAYAN BASKETBOLDA NELER OLUYOR?



        Yaklaşık 1 senedir bloga hiçbir şey yazmıyoruz.Okuldaki yoğunluk , sınav stresi derken pek zaman bulamıyorduk.Artık çekidüzen vermenin zamanı geldi galiba.Bu yazıda bayan baskete türkiye ve avrupa çapında genel bir bakış atalım.

        Öncelikle kendi takımımız yani kraliçelerimize göz atalım.Bayan basketbol şubemiz gerçekten çok ilginç.Yıllardır istikrarlı bir şekilde belli bir seviyenin üstünde bir takımımız var ve bayan baskette avrupa'da fenerbahçe dendiği zaman kıtanın en iyi 4-5 takımından biri akıllara geliyor.Ancak bunca başarıya rağmen şube herzaman karışık sürekli bir hareket var.Bu senede transferler erkenden yapılmış yeni sezonu beklemeye başlamışken koç sorunu ortaya çıktı.Koç george önce yeni sözleşme imzaladı ama rivayet edildiği üzere Babkina yoksa bende yokum dedi ve sözleşmesi feshedildi.Diğer amatör şubelerimizde olduğu gibi bu şubede de şuanda koçumuz belli değil.Slovakyanın euroleague'de ki temsilcisi Kosice'yi çalıştıran Slovak Stefan Vittek'in adı geçiyor ama henüz resmi bir açıklama yok.Cuma günü koç konusunun kesinlik kazanacağını söyleniyor.Merakla bekliyoruz.
           
           Şubedeki karışıklıktan bahsettik.Biraz da kadro yapılanmasından bahsedelim.Geçtiğimiz seneki kadrodan Penny,Tamane ve Babkina gitti.Nevriye konusu ile hala belirsiz.Angel,Cappie ve Esmeral ile sözleşme yenilendi.Zane Tamane'nin yerine Belaruslu uzun Anastasiya Verameyenka alındı.Yeni transferimize geçmeden önce Tamane'den bahsetmek istiyorum.Geçtiğimiz yaz olan Avrupa Bayanlar Basketbol Şampiyonası'nı blogda yazarken Babkina'dan daha faydalı bir transfer olacağını , turnuvanın ribaund kralı olması münasebetiyle de ribaund sorunumuza iyi gelebileceğini düşünmüştük.Beklediğimiz gibi de oldu.Hatta beklentilerimizi de aştı bazı maçlarda takımın skor yükünü bile çekti ama bunu yaparken genelde  takım arkadaşlarının ona indirdiği toplarla değil ekmeğini taştan çıkararak yani hücum ribaundlarıyla ve tiplerle yaptı.Sözün özü sene boyunca çok faydalı oynadı ama final 8 ve türkiye ligi final serisinde faydalı olmasının yanına skorer kimliğini de ekleyerek bizleri daha bir mutlu etti.Kendisine fenerbahçe için yaptıkları için fenerbahçe taraftarı olarak teşekkür ederiz ve yeni takımı nadezdha'da (bize karşı oynamadığı sürece) başarılar dileriz.

Sol yanımızdaki resimdeki ablamız yeni transferimiz Anastasiya Verameyenka.Tamane'nin gidişine ne kadar üzüldüysek onun yerine böyle bir transfer yapılmasına da o kadar sevindik.Kabul edelim ki oyuncu profili olarak Verameyenka Tamane'den daha üst düzey bir oyuncu.Ribaundlarda takıma bir artı getireceği kesin.Birebirleri de kesinlikle Tamaneden daha iyi oynadığını söyleyebiliriz.Uzak mesafeli şutları ve 3'lüğü de takıma getireceği artılardan.Eğer Nevriye'de gitmezse ve Nevininde formda olacağını düşünürsek(bugün milli takımla hazırlık maçında 22 sayı attı ) pota altındaki 4 oyuncumuzunda şut tehditi olacak ve bu özellik potaya penetre eden kısaların işini bana göre çok kolaylaştıracak çünkü savunmaların uzunlardan boş şut yememek için açılmasını sağlayacak.Verameyenka ablamızın bir güzel özelliği de blokları.Potaaltımızdaki oyuncuların bu konuda çok zayıf olduğunu düşünürsek bu konuda ilaç olabilir.Kısacası avrupanın en önemli uzunlarından birini ayrıca 87 doğumlu olması sebebiyle hala gelişmeye de açık olan bir uzunu fenerbahçe formasıyla izleyeceğiz.İyi transfer emeği geçenlere burdan bir teşekkür.


Gelelim diğer transferimize.Agnieszka Bibrzycka kısa  
adıyla(ki allahtan kısa dı var)Biba.Kendisinin Penny Taylor yerine alındığını söyleyibilirz.Pennyle bir karşılaştırma yaparsak Biba'ya biraz haksızlık yapmış oluruz.Geçtiğimiz sene gösterdi ki takım olarak alan savunmasına hücum edemiyoruz.Alan savunmasını sadece Birselin veya bazen Penny'nin şutlarıyla çözebiliyorduk.Bu konuda Biba tam aranan isim diyebiliriz.Kendisi avrupanın sayılı şutörlerindendir.Kendisi hakkında soru işaretleri var hamileliği nedeniyle 1 yıl ara vermişti basketbol hayatına acaba eski formuna geri dönebilir mi gibilerden ama bence bu soru biraz yersiz.Çünkü Biba bu sezon Polkowice'de oynadığı oyunla formundan çok şey kaybetmediğini , şutörlüğünün hala aynı keskinlikte olduğunu gösterdi.%41 ile 3'lük  yüzdeSi ve %48 saha içi isabetiyle oynadı sezon boyunca.Ayrıca Biba yıllarca Spartak Moskova ve Ummc gibi üst düzey ekiplerde oynadığı için takımımıza alışmakta bir sorun çekeceğini zannetmiyorum.

             Bizden bahsettik biraz da karşı taraftan Galatasaray'dan bahsedelim.Onlarda da işler karışık gibi duruyor.Milli takımın da koçu olan Ceyhun Yıldızoğlu ile sözleşmelerini feshettiler.Anlam veremediğim bir şekilde kendi evlatları olan ve bence başarılı da bir koç olan Cem Akdağ ile imzalamayıp 1 ay önce Ekrem Memnun ile imzaladılar.Efes-Beşiktaş serisinin bitmesiyle de bunu resmi olarak açıkladılar.Kadro yapılanmasına gelecek olursak hocaları yokken bilemiyorum kimin karrarıyla Işıl Albenle sözleşme uzattılar.Sylvia Fowles ile sözleşme uzattılar.Taurasi ve Tina Charles'ı kaybettiler.Prince konusu hakkında tam bir bilgim yok ama kendi forumlarında gideceğini yazıyorlar.Umarım gider çünkü hali hazırda devam eden wnba sezonunda Ceyhun Yıldızoğlu'ndan  ayrı oynamanın da katkısıyla Prince çok iyi işler çıkarıyor.Zaten geçtiğimiz sezonda da Gs kontrolü ne zaman Taurasi'ye değil de ona verdiyse çok zorlu dakikalar yaşadık.Belçikalı ünlü uzun Ann Wauters'ı kadrolarına kattılar.Yaşı sebebiyle hakkında biraz çekincem var ama euroleague'de tüm zamanların en skorer oyuncusu ve en çok ribaund alan 2.oyuncusundan bahsediyoruz sonuçta.Bir şekilde takıma katkı vereceği kesin.Galatasaray bunun dışında da herhangi bir resmi transfer yapmadı.Tam da transferde tıkanmışken Ros Caceres'in dağılmasıyla ellerine bir fırsat geçti ama değerlendirebilecekler mi onu önümüzdeki haftalar gösterecek.Neden böyle söylüyoruz çünkü bildiğimiz kadarıyla şubede bir sponsor sorunu var.Geçtiğimiz gün resmi siteden Ekrem Memnun açıklandığında Galatasaray basketbol takımı denildi Medical park yanına koyulmadı.(http://www.galatasaray.org/basketbol/bayan/haber/13722.php)
Ama yine de galatasaray için Nevriye,Maya Moore ve Sancho Lyttle isimleri geçiyor hatta Lytlle'ı aldıkları bile söyleniyor ama resmi açıklama olmadan inanmak istemiyorum.Burada sözü geçmişken birazcık Maya Moore'dan da bahsedelim.Kendisi hakkında daha kolejdeyken bile çok fazla şey okudum.Yazılarda tüm zamanların en iyi oyuncusu geliyor deniyordu kolej liglerindeki bütün rekorları kırdığından bahsediliyordu ayrıca kendisi profesyonel olmadan milli takıma çağırılan ilk bayan basket oyunucusu bildiğim kadarıyla.Kendisini wnba'de 5-6 kere izledim 1 kerede istanbul'da canlı olarak izledim ve kafam karıştı izlediğim oyuncu kesinlikle okuduğum oyuncu değil.Benim gözlemlediğim kadarıyla Maya iyi bir takım oyuncusu ama kesinlikle öyle gelmiş geçmiş en iyi oyuncu diyebileceğimiz bir oyuncu değil hatta şu an aktif oyuncular arasında bir sıralama yapsam ondan daha değerli en az 5 belki 10 tane oyuncu bulabilirim.

               Galatasaray'dan bahsetmişken bu sene yerel düzeyde daha iyi bir lig izleyeceğimizi söyleyebiliriz.Bunu söylememizdeki en büyük etken tabiki de Kayseri Kaski.Geçtiğimiz sezonu Eurocup 2.liği ile bitiren kulüp bu sene hedef büyütmüş gibi.İstanbulda'ki final 8'in en değerli oyuncusu Ashia Jones,Los Angeles'ın uzunlarından Anosike ve İspanya milli takımının gardlarından Nuria Martinez'e imza attırdılar.Begüm gibi oyuncularla da yerli kadrolarını güçlendirmeye çalışıyorlar.Euroleague içinde wildcard başvurusunda bulundular ama geçtiğimiz gün bu başvuru reddedildi.Bu sene lige renk katacak diğer bir takımda İstanbul Üniversitesi gibi gözüküyor.Basketbolu geliştirenler derneğininde katkılarıyla Osipova ve Davenport gibi önemli yabancılara Tuğba Palazoğlu gibi çok kaliteli bir yerli oyuncuya imza attırdılar.Başlarında da tanıdık bir isim olacak.Yıllarca bayan basket takımımızda yardımcı koçluk yapan Haydar Kemal'in gittiği sene head coach'luk yapan ve takımımızı şampiyon yapan Aydın Uğuz.Aydın abi münasebetiyle İstanbul Üniversitesi bayan basket takımını daha bir dikkatli takip edeceğiz.

               Yerel ligden bu kadar bahsetmişken asıl hedefimiz olan euroleague'den de biraz bahsedip yazıyı bitirelim.Geçtiğimiz sene Ros Caceres'den dolayı avrupa şampiyonluğu hayal gibi duruyordu bu sene Caceres dağıldı ama onlardan bence daha da güçlü bir Ummc olacak bu sene.Nerdeyse kusursuza yakın bir rotasyonları var bizde önemli bir oyuncu sakatlanırsa ne olacağı meçhul ama onlarda her bölgenin üst düzey alternatifleri var.O korkutucu kadrolarına bir göz atmak isterseniz sizi şuraya alalım.(http://basket.ugmk.com/en/team/)
Dediğimiz gibi en güçlü aday onlar olacak.Önemli olan onlara kimler rakip olabilecek.Şuanda bu konuda en öne çıkan takımın biz olduğunu söyleyebilirim.Ros Caceres'in oyuncularının nerelere dağıldıkları belli olduktan sonra bu konu hakkında daha kesin konuşabilirz.(Hala Sancho Lyttle Fenerbahçe'de haberinin hayalini kuruyorum ondan bekliyorum)

by İbrahim SEÇKİN